2 Mayıs 2017 Salı

Köpeklerimiz Neden Kuru Mama Yemeliler?

Çoğu köpek sahibi kuru mama yedirerek köpüşüne işkence ettiğini, hep kuru gıda yedirerek ona zarar verdiğini düşünür. "Biz her gün aynı yemeği mi yiyoruz?" diyerek öğünlerini çeşitlendirmek ister. 
Tamam, biraz evsel gıdalar verilmelidir. Ancak 

kaliteli bir kuru mamada (Super / High Premium) köpeğinizin ihtiyacı olan her şey vardır. Ek gıdaya gerek yoktur. 



Bazen ek gıda verirken aslında kuru mamada da bulunan maddenin aşırı yüklemesi sonucu istenmeyen 
rahatsızlıklar oluşabilir. Örneğin köpek sahipleri bazı hastalıklardan korunmak için mamaya kalsiyum takviyesi yaparak aslında bu rahatsızlıklara neden olmaktadırlar.
Büyük ırk köpeklere fazla kalsiyum verilmesi kemiklerin gelişimini olumsuz etkilemekte hatta durdurabilmektedir. 
Böyle olunca kemikler zayıf kalır. Aşırı kilo 
alımı sonucunda da zayıf olan kemikler bu yükü kaldıramaz ve kemiklerde eğrilik ve kırılmalar şekillenebilir. Yani özellikle ek gıda alımında veterinerinize danışmadan bir şey kullanmamalısınız.
Kuru mamaların içeriklerinde tüy ve deri sağlığından; kas ve kemik gelişiminden; diş sağlığına kadar koruyucu bir çok madde vardır.
Kuru mama tüketen bir köpeğin dışkısında sürprizle karşılaşmazsınız. Dişleri maksimum derecede temizlenecektir. Evsel öğünlere göre size daha az bulaşık çıkacak böylece evde tasarruf sağlayacaktır.


Ticari mama üreticileri tüketimi sağlamak adına mamaların gelişim açısından gerekli olan bütün unsurları dengeli bir şekilde ve yeterli miktarlarda içermesine özen göstermektedirler. 


*Gelişim döneminde kuru mama kullanmaya özen gösteriniz. 
İlla ki evsel gıdalarla beslemek istiyorum diyenler; vitamin, kalsiyum, fosfor vb. maddelerle ilave yapmak durumundadırlar. Evde ona özel hazırlanmış yemeklerle beslenen köpeklerde takibi zor sağlık sorunları olasıdır. 


Elbettte kuru mamaların içeriğini çok iyi biliyoruz diyemeyiz. Ancak piyasada adı sık geçen, fiyatına göre ve ürün yorumlarına göre yüksek sıralarda yer alan, ürün içeriğinin tahıl seviyesi düşük, içeriğinde et unu yerine gerçek et olan dengeli sebze içeriğine sahip mamalar tercih edilmelidir. 

Genel olarak kuru mama köpekler için en iyisidir. Köpeğinize faydalı gelen kuru mamayı veterineriniz ile birlikte siz seçmelisiniz. Her ırk ve boyuttaki köpek için özel formüle edilmiş mamalar tercih edilmelidir. 


Özellikle yavru / yetişkin kullanımına dikkat edilmeli, gelişim dönemi sonlanana kadar yavru köpek maması kullanılmalıdır. 


Gelişim dönemi sonrası haftada bir kaç gün kaçamak yapılabilir, evden ona özel hazırlanmış yiyeceklerle köpeğinizi ödüllendirebilirsiniz. :)


Kuru mama tüketimi esnasında köpeğinizin yanında daima içilebilir nitelikte temiz su bulundurmalısınız. 


Yapılacak yanlış besleme, köpeğinizde gelişme bozukluklarına neden olabileceği gibi, hayatı boyunca kalacak problemlere de yol açabilir. Özen gösterilmelidir.




Read more »

20 Nisan 2017 Perşembe

Hayvan Sevgisi


Canlılar dünyası insanlardan, bitkilerden ve hayvanlardan oluşur. İnsanlar eskiden beri hayvanlarla ilgilenmişlerdir. Çünkü hayvanların, insan yaşamında büyük önemi vardır. İlk evcilleştirilen hayvanın köpek olduğu sanılıyor. Sonraki zamanlarda ise koyun, keçi, at, boğa, tavuk ve kedi gibi hayvanlar evcilleştirilmiştir.
Hayvan sevgisi, insandaki yardımlaşma, iyilikseverlik ve sevgi gibi duyguları geliştirir. İnsanların gelişiminde, hayvanların ve doğanın, özellikle de evcil hayvanların sanıldığından fazla olumlu etkileri vardır. Çocuklarımızın sosyalleşebilmeleri ve gelecekte iyi bir insan olabilmeleri için batı ülkelerinde olduğu gibi hayvan sevgisi aşılanması şarttır.
Bilimsel araştırmalara göre evinde köpek besleyen insanlar daha uzun ömürlü ve mutlu oluyorlarmış. Aslında dünyayı kirleten en zararlı yaratık insanoğlu. Hiçbir hayvan kendi cinsine zarar vermiyor. Ama insanlar öyle mi? Savaşlar çıkararak birbirlerini öldürüyorlar.
Her canlının, doğadaki dengenin korunmasında bir rolü vardır. Soyları bilinçsizce tüketilen canlılardan sonra, doğada büyük sorunlar yaşanmaya başlamıştır. Artık günümüzde, nesilleri tükenmekte olan hayvanları korumak için büyük gayretler gösterilmektedir. Hayvanlar duyu ve hareket yetenekleri olan canlılardır.
Kafesteki kanaryanın ötüşünü dinlemek, akvaryumdaki balıkları seyretmek bizi dinlendirir. Çiçekten çiçeğe, ağaçtan ağaca dolaşan böcekler, bitkilerin çoğalma olayına yardımcı olur. Çevremizdeki hayvanlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak yararlanıyoruz. Kuşkusuz akrep, yılan gibi zararlı hayvanlar da vardır. Bu zehirli hayvanlardan kendimizi korumalıyız.
Hayvanları sevenler, insanları daha içten severler. Hayvan dostları mutlu olmayı sevgide ararlar. Hayvanları koruyalım. Hayvanlara eziyet etmeyelim. Hayvanları sevelim. Onlara yardımcı olalım. Hayvanları Koruma Günü'nde öğrendiklerimizi yaşam boyu uygulayalım.
Evin kedisi evdeki zararlı böcekleri ve fareleri yakalar. Köpek evimizi ve hayvanlarımızı korur, bize bekçilik yapar. Tavuğun yumurta ve etinden, horozun sesinden, tüyünden ve etinden faydalanırız. At, eşek ve katır gibi hayvanların gücünden faydalanırız, yüklerimizi taşırlar, arabalarımızı çekerler, bizi de taşırlar. Manda, inek, koyun bize süt, et verir. Öküz tarlamızı, harmanımızı sürer, arabamızı çeker.
Bilim adamları hayvanlar üzerinde deneyler yaparlar. İnsanlık için faydalı olacak buluşlarını bu deneyler sonunda ortaya çıkarırlar. Hayvanların bu bakımdan insana faydası vardır.
Bize pek çok faydaları olan hayvanları biz de sevelim ve koruyalım. Onları rahatsız etmeyelim. Yaralı ve hasta olanları hemen veterinere götürelim. Hayvanlara iyi bakıp besleyelim.

Unutmayalım; hayvan sevmek aslında doğayı sevmek demektir. Doğa sevgisi de yeşili ve hayvanları sevmekle başlar. Hayvan sevgisi olmayanın, başka sevgileri taşıması da pek olası değildir! Yani hayvan sevmeyen, insanları da kolay sevemez! Oysa toplumun sevgiye o kadar çok ihtiyacı var ki son günlerde! 


Hayvanları Korumak

Hayvanlara işkence yapmak bir insanlık suçudur. Hayvanlara acımayanların, insanlara hiç acımayacağını söylüyor bilim adamları. Zor durumda kalmış hayvanlara mutlaka yardım etmeliyiz. Kuşların, karıncaların yuvalarını bozmak, yumurtalarını almak çok kötü bir davranıştır. Hayvanları korkutup ürkütmek, sapanla kuş vurmak, şakadan da olsa istemedikleri gibi davranmak da çok kötüdür. Bakımını üstlendiğimiz hayvanların yiyeceklerini, içeceklerini düzenli vermeli, aşılarını yaptırmalıyız. Yiyecek artıklarını, hayvanlara veya hayvan besleyicilerine vermeliyiz.

Hayvanlara daha iyi davranılmasını sağlamak isteyen İngiliz hayvanseverler, hayvanları korumak, insanların hayvanlara iyi davranmalarını ve hayvanların daha iyi koşullarda beslenme ve korunmalarını sağlamak amacıyla "Hayvanları Koruma Birliği"ni kurdular. Hayvanları koruma amacıyla yurdumuzda açılmış olan ilk dernek, 1908 yılında kurulmuş olan "Hayvanları Koruma Derneği"dir. Aynı amaçlı dernekler birleşerek Hollanda'nın başkenti Lahey'de "Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu"nu oluşturdular. 1931 yılında toplanan bu kuruluş 4 Ekim'i "Hayvanları Koruma Günü" olarak ilan etti.

Hayvanları Koruma Günü'nün amacı; hayvanlara karşı sevgi ve acıma duyguları uyandırmak, onları korumak ve haklarına saygı duyulmasını sağlamaktır.

Hayvanları korumak için yapılması gerekenler

  • Zor durumda kalmış hayvanları koruyalım. Onların bakımına yardımcı olalım.
  • Bakımını üstlendiğimiz hayvanların yiyeceklerini, içeceklerini düzenli verelim. Aşılarını zamanında yaptıralım.
  • Hayvanlara eziyet edilmesi insanlıkla bağdaşmaz. Öte yandan bu davranış yasalarımıza göre suçtur. Bu suçu işleyenleri uyaralım.
  • Kuşların, karıncaların yuvalarını bozmayalım. Yumurtalarını almayalım. Avlanma mevsimi dışında kesinlikle av hayvanlarını avlamayalım.
  • Hayvanları korkutmayalım, ürkütmeyelim. Onlara şakadan da olsa eziyet etmeyelim.
  • Bakamayacağımız hayvanları eve almayalım. Biz almazsak belki bakabilecek biri alır.
  • Yiyecek artıklarımızı, özellikle ekmeği, çöplüğe atacağımıza yakınımızda bulunan hayvan besleyicilerine verelim.
  • Sapanla kuş avlamayalım. Avlamak isteyenlere engel olalım.
Read more »

17 Nisan 2017 Pazartesi

Kedilerde Aşı Programı


Kliniğimize gelen yavru kediler için aşı programına başlamadan önce kediler 6-8 haftalık olduklarında hem sizin sağlığınız açısından önemli olan ektoparazitler (dış parazitler) ve endoparazitler (iç parazitler)den arındırılmalıdırlar.

Evcil hayvanların çoğu hayatının bir aşamasında bu durumdan etkilenirler. Hatta bazıları rutin tedavi olmasına rağmen enfekte olabilmektedirler. Bazı endo parazitler kedinizin sağlığı yanında insan sağlığınıda etkilemektedirler.

Kedilerden İnsanlara geçen bazı parazitler.


Örneğin dış parazit olan pireler kan ile beslenen asalak böceklerdir. Çıplak gözle görülebilen kahverengimsi kırmızı böceklerdir. Kedi sahibi olan aileler pirelerden etkilenebilir. Deride kaşıntı ve alerjiye neden olmalarının yanı sıra hastalıkta taşıyabilirler

Kedilerden insanlara geçen bazı iç parazitler ise ;

Toksoplazma


Toksoplazma gondii ismi verilen parazitin yaptığı bir enfeksiyondur. Bulaşması pişirilmemiş çiğ etlerin yenmesiyle ve kedi dışkısının ve kedi dışkısıyla temas etmiş herhangi bir eşyanın ellenmesiyle ağız yoluyla olur. Başta beyin ve retina olmak üzere karaciğer, akciğer ve dalak da yerleşerek kistik forma dönerler. Gebe kişiler bu yollarla enfeksiyonu alırsa enfeksiyon plasenta yoluyla bebeğe de geçebilir. Çocuklarda bağışıkık sistemi yetersiz olduğu için daha ağır enfeksiyonlara yol açabilir. Beyin ve göz iltihabı yapabilir.

Yuvarlak solucan (Nemahelminthes) grubunda incelenen Ancylostoma caninum türü köpek veya kedi barsak parazitidir. Çocuklar bu paraziti deri yolu ile alabilirler. Bu duruma kutanöz larva migrans denir. Larvalar deri altında dolaşır ve şişliklere neden olur. Vücuda giriş yerinde şiddetli kaşıntı ve değişik derecelerde anemi olabilir.

Toxocara canis köpek ve daha az sıklıkla kedilerde askariazis etkenidir.Bu hayvanların dışkısı ile toprağa bulaşan yumurtalar insanlar tarafından ağız yolu ile alınır. Bu durum özelliklede çocukların kirli toprakla temas ettikten sonra ya da insanların hayvanların dışkısını temizledikten sonra ellerini yıkamayı ihmal etmesi sonucunda bulaşabilir. İnsanda viseral larva migrans ya da toxocariasis adı verilen hastalığı yapar.Karaciğer, akciğer, beyin ve göz gibi organ tutulumları görülür.

Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta bu sorunlar ile karşılaşmadan önce hayatımızın içinde olan bu dostlarımızın yaşantısına daha yakından ilgi göstererek gerekli tedbirleri almaktır.

Kediler bu parazitlerin ana konağı ve taşıyıcısıdır. Bu yüzden parazit tedavisi ve rutin parazit kontrolünü şiddetle tavsiye ediyoruz. Parazit tedavileri ileride karşılacağınız sağlık sorunlarını göz önüne alırsak ucuz ve maliyetsizdir.
Klinik olarak hastalarımızın rutin sağlık kontrollerini her kliniğimize geldiklerinde yapıyoruz. Aşılama ve rutin paraziter mücdele ile ona ve size geçebilecek zoonoz hastalıklardan sizi koruyoruz.

Parazitler kedinizde ishal dehidrasyon ve anemiye sebeb olup kedinizde halsizlik yaratır dostunuzu diğer enfeksiyonlara daha duyarlı hale getirirler. Bu parazitler çoksa kedinizde öksürük kilo kaybı görülür sağlıksız bir tüy yapısı yanında karnı şiş bir görüntüye sahip olurlar. Parazitler kedinizin büyümesini yavaşlatır hatta ölümüne bile sebebiyet verebilirler.

Yukarıda saydığımız nedenler yüzünden parazitler kedinizin bağışıklık sistemini düşürür, bu durumun önüne geçebilmek için aşı programına başlamadan önce ilk önce endo ve ekto parazit uygulaması yapıyoruz. Siz hasta sahiplerine düşen görev ise kedinizin dışkısını kontrol etmektir. Çünkü Parazit enfetasyonlarına ait işaretleri bizim yaptığımız uygulama sonrası kedinizin dışkısında göreceksiniz; Kedinizin dışkısında ip gibi spagetti makarna görünümünde şeritleri görebilirsiniz. Pirinç tanesine benzeyen tenya segmentlerini dışkısında kuyruk ucunda ve kürkünde görebilirsiniz. Emin olamadığınız durumlarda kedinizin dışkısından bize örnek getirdiğinizde mikroskobik incelememizde yuvarlak kurtların ve diğer parazitlerin yumurtalarının varlığı ile parazit enfetasyonunun teşhisini koyabiliriz.


Aşı programına giriş

Yavru kediler annesinden aldıkları maternal antikorlar ile 12 hafta boyunca korunurlar. Yavruların kolostrum ile aldığı immunglobulin düzeyi annenin titresi ve her batında doğan yavru sayısı ile ters orantılıdır. İlk aşımız yavru kedilerde aşının temelini oluşturan kedi karma aşısıdır.

Yavru kediler parazit uygulamasından sonra 8 haftalık veya daha büyük kedilere kedi karma aşısının 1. dozu yapılır. İlk aşılamala üzerinden 15-21 gün süre geçtikten sonra 2. doz uygulanır. Sonra yılda 1 kez tekrarlanır.


Aşımız Kedi Karma Aşısı

Kedilerde Herpes virus (Feline Herpes Virus: FHV), Calicivirus (Feline Calicivirus: FCV) ve panlökopeniye (Feline Panleucopenia: FPL) karşı kombine canlı aşı olan Kedi Karma Aşısı dediğimiz aşı ile aşılıyoruz.

Koruduğu hastalıkların kısa açıklaması

Herpes Virus-Calici Virus (Üst Solunum Yolları Hastalığı)
akut solunum yolları hastalığı ile tanınan rhinotracheitis (ya da feline herpesvirus infeksiyonu) olarak adlandırılan hastalık etkenidir. Virus tüm dünyada evcil ya da vahşi kedileri etkilemektedir.
Özellikle yavru kediler için önemli olan viral üst solunum yolu hastalıklarının çoğu herpesvirus (rhinotracheitis) ve calicivirus tarafından oluşturulmaktadır.

Rhinotracheitis solunum yolları hastalık semptomlarıyla karakterizedir;

örneğin aksırma,öksürme, salya ve burun akıntısı, rinitis (burun yangısı) ve konjunktivit (göz kapaklarının içini kaplayan membranın yangısı). Ayrıca genital sistemi de etkiler ve gebelikte komplikasyonlara ve yavru atmalara neden olur.


Bulaşma:


Görülme Sıklığı(İnsidans)

Enfekte anneden doğan yavru kedilerde
Çok kedili evlerde, petshoplardan alınan kedilerde
Hamile ve laktasyondaki kedilerde
Hasta kedilerde (Özellikle zayıflamış immun sistem ya da diğer üst solunum yolu enfeksiyonları)
Aşılanmamış kedilerde sıklıkla gözlenir.

Feline Herpes Vürüste ;

Ateş, gözyaşı akıntısı (önce şeffaf sonra sarı-yeşil), burun akıntısı, aksırık gözlemlenir. Gözlerdeki akıntıdan dolayı göz kapakları kapanabilir ve bunun sonucu gözün şiştiği fark edilir, içerisi akıntı ile dolduğundan gözün en üst tabakası (Cornea) çok ciddi tahrip olur (keratitis) ve gözde ülserler oluşur. Burundaki akıntıdan dolayı burun delikleri de kapanabilir, kediler koku almakta ve solumakta zorluk çekerler. Bu nedenle yemek bulmakta zorlanırlar.


Feline Calici virüs ise;

Ateş, halsizlik, öksürük, burun akıntısı, göz akıntısı, ağızda yaralarla seyreder. Özellikle yavru kedilerde zatürre oluşturma riski büyüktür. Bu yüzden tedavi bittikten sonra da uzun süre antibiyotik kullanmak gerekmektedir. Ağız mukozasında ve dilde de ülserler oluşur. Bu ülserlerin geçmesi uzun zaman alır ve kedinin genel durumu iyileştiğinde bile ağzı acıyacağından dolayı yemek yiyemeyecektir.

Feline panleukopeni (Kedi Gençlik Hastalığı)

Kedilerin çok bulaşıcı bir hastalığı olan Feline panleukopeni etkeni parvovirus ailesinde yer alan bir virüstür. Yüksek ateş, iştahsızlık, depresyon, kusma ve ishal ile karakterize bir tabloyla seyreden hastalık duyarlı bireylerde ölümle sonuçlanmaktadır. Virüs dış ortamda aylarca yıllarca canlı kalabilir.

Virüs oral yolla bulaşır. kafes yatak mama ve su kapları petshoplar bulaştırmada büyük rol oynar.

Hastalık 3 -5 aylık kedi yarularında görülür. 3 aya kadar meternal antikorlar hastalıktan pasif yolla koruma sağlar.

Belirtiler önce yüksek ateş, iştahsızlık, kilo kaybı ile başlar ardından 1-2 gün içinde hasta hayvanda uyuşukluk kusma ve ishal görülür. Kusma ve ishal ile vücuttan çok fazla sıvı atılması sonucu hayvanda kısa sürede dehidrasyon meydana gelir. (Dehidrasyon: vücudun susuz kalması. Deri elastikiyetini kaybeder, idrar yoğunlaşır, organlar işlevlerini yapmakta zorlanırlar.)

Yavru ve genç kedilerde hastalık oldukça hızlı ilerler ve ciddi sonuçlar doğurur. Etkenin alınmasını takiben hasta yavru 12 saat içinde ölür. Genelleme yaparsak hasta genç kedilerin %60-90 kadarında ölüm şekillenmektedir diyebiliriz.

Hastalığın şiddetli seyrettiği kedilerde çok hızlı bir zayıflama gerçekleşir, beden ısısı düşer ve hayvan komaya girer. korunmanın tek yolu aşılamadır.
Aşımız Feline Leukemi Virüsüne Karşıdır.

Kedi leukozis virüsünün neden olduğu hastalıktan korunmak amacıyla 9 haftalık veya daha büyük kedilerin aşılanmasında kullanılır. 3 ile 4 hafta içinde tekrarı yapılır ve senelik tekrarlanır.

Bulaşma : Kediler arasında bulaşma kolaydır. Salya burun akıntısı yolu ile virüsün yayılarak yem su vs bulaştırması ile olur. virus bir arada yaşayan kediler arasında , birbirlerini yalarken , aynı mama ve tuvalet kabını kullanırken , kavga esnasında tırmalama ve ısırık yaralarıyla da bulaşabilmektedir . Enjektör Cerrahi aletler ve kan yoluyla bulaşma gerçekleşir. Enfekte kedilerden yapılan kan nakli intrauterin bulaşma ve süt yolu ile de bulaşma söz konusudur.Virüs Dış ortamda uzun süre yaşar.

SEMTOMLAR:

Neoplazma, anemi ve bağışılık sisteminin baskılanması ile karakterizedir. 16 haftalıktan küçük kediler enfeksiyona çok duyarlıdır. Dışarı çıkan kediler ise büyük risk altındadır. Ev kedilerinde de görülmektedir.

Üst solunum yollarında rhinitis, kojiktivitis, keratitis, ishal , dış kulak ve deride kronik yanıt alınamayan yangı , değişkken ateş, bitkinlik, lenfoma ( lenfosarcom) timusta ve lenf bezlerinde şişkinlik, tümörler, bağırsaklaklarda tıkanıklıklar, iştahsızlık, zayıflık, bağışıklık sisteminin düşmesine bağlı sekonder enfeksiyonlara karsı duyarlılık ve sinirsel semptomlar görülmektedir.

Not: Aşılanmadan önce pozitif kediler test yaparak ayrılmalıdır.


Sağlıklı kedilerimizi ise uygun aşılama programıyla hastalıktan uzak tutabilmektesiniz. Yavru kedilerde 9- 10 haftalık olduklarında ilk aşılama yapılabilir.
Aşımız Kuduz

Kuduz virüsüne karşı aktif bağışıklık sağlamak amacı ile yapılır . Hayvanlar 3 aylıktan itibaren aşılanmalıdır. Koruyucu bağışıklık; aşı uygulanmasından 14 gün sonra şekillenir. Hayvanlar 3 aylıktan daha önce aşılanmış ise, 3 aylık oldukları zaman tekrar aşılanmalıdır (iki aşı arasında minimum 14 gün olmalıdır). 3-12 aylık iken aşılanmış hayvanlar, ilk aşıdan bir yıl sonra tekrar aşılanmalıdır.

KUDUZ AŞISI ZORUNLUMU ? KEDİ YADA KÖPEĞİME KUDUZ AŞISI YAPTIRMAK ZORUNDAMIYIM? KUDUZ AŞISI YASAL ZORUNLULUK MU ?

Kuduz aşısı kedi besleyenler için aslında yasal bir zorunluluktur. Zira kediniz bir misafirinizi yada bir yabancıyı ısırdığında ya da tırmaladığında halk sağlığı kuralları açısından ısırılan/tırmalanan kişi kedinizin kuduz olup olmadığını teşhis ettirme hakkına sahiptir. Bu tür bir sıkıntıyı bertaraf etmenin en doğru yolu kuduza karşı aşılatmak ve aşılandığının delilini teşkil eden karneyi de emin bir şekilde saklamaktır.

Resmi Gazete Tarihi: 18.01.2012 Resmi Gazete Sayısı: 28177

KUDUZ HASTALIĞINDAN KORUNMA VE KUDUZ HASTALIĞI İLE MÜCADELE YÖNETMELİĞİ
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM


Kimliklendirme, Aşılama, Önleyici Tedbirler

Aşılama


MADDE 9 – 1) Sahipli ya da sahipsiz tüm kedi ve köpeklerin yılda bir defa hastalığa karşı aşılanması ile aşı kayıtlarının tutulması zorunludur. Sahipli ya da sahipsiz tüm kedi ve köpeklerin aşılanması ve aşı kayıtlarının tutulması aşağıdaki hususlar çerçevesinde yapılır:
a) Üç aydan büyük köpek ve kedi sahipleri hayvanlarını yılda bir defa hastalığa karşı aşılatmakla yükümlüdür. Aşı uygulamasından önce yapılacak parazit tedavileri ve destekleyici uygulamalara veteriner hekim karar verir. İlk aşı uygulamasından sonra yapılacak rapel aşısı üretici firma aksini belirtmemiş ise yirmi bir gün sonra yapılır. Devam eden yıllarda ise üretici tarafından farklı bir süre belirtilmedikçe yılda bir kere aşı tekrarlanır.

Http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=7.5.15800&MevzuatIliski=0&sourceXmlSearch=kuduz

Yavru Kedilerde Aşı Takvimi
YAŞ YAPILAN UYGULAMA


6-8 Haftalık Genel Kontrol + iç ve dış parazit uygulaması ( 3 ayda 1 tekrarlanır)
8-10 Haftalık Genel Kontrol + Karma Aşı
9-11 Haftalık Genel Kontrol + Leukemia Aşısı ( leukemia testi )
10-12 Haftalık Genel Kontrol + Karma Aşısı ( Tekrarı)
11-13 Haftalık Genel Kontrol + Leukemia Aşısı ( Tekrarı)
12-14 Haftalık Genel Kontrol + Kuduz Aşısı ( 3 aydan küçüklere yapılmaz)


1 yaştan sonra soraki her yıl için

Yetişkin Kedilerde


1 karma aşı

1 Leukemia Aşısı ve

1 Kuduz Aşısı Yapılır.


Aşılama Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler

şılamaya başlanma zamanının belirlenmesi önemli bir noktadır. Aşılamalara yavru 6-7 haftalık olduğunda başlanmalıdır. Daha erken dönemde başlanılacak aşı uygulamaları, istenilen bağışıklık seviyesinin sağlanmasında yetersiz kalacaktır. Bunun nedeni de yavrunun anneden aldığı maternal antikorlardır.
Aşılar sağlıklı olan kedilere uygulanmalıdır.
İç ve dış paraziti bulunan kedilere aşı uygulanmamalıdır. Aşılanacak kediler parazitlerden arındırılmış olmalıdır.
Aşılanacak yavru ve yetişkin kedilerin vücut sıcaklığı normal ( 38-39.5 °C ) sınırlar içinde olmalıdır.
Ateşin yüksek olması vücutta bir enfeksiyon olduğunun göstergesidir. Böyle durumlarda öncelikle ateşin (enfeksiyonun) nedeni bulunmalı, tedavi edilmeli ve daha sonra aşılamalara başlanmalıdır.
Aşılanacak hayvanlara en az bir hafta öncesinden kortikosteroid (kortizon) türü ilaçlardan biri yapılmamış olmalıdır.
Eğer kedinin devam eden bir tedavisi var ise tedavi bitimi ve bir süre sonrasına kadar aşıları ertelenebilir. Bu veteriner hekiminizin karar vereceği bir konudur.
Hamile kedilere aşı uygulanmamalıdır Bu dönemdeki aşı uygulamaları kedinize ekstra stres yüklenmesine neden olacaktır.
Östrustaki (kızgınlıkta olan) kedilere aşı uygulanmamalı, dönemi bitinceye kadar aşıları ertelenmelidir.
İster yavru, ister yetişkin olsun aşılamadan 2 gün önce ve 2 gün sonrasında yıkama yapılmamalıdır.
Kedinizin aşı programı, sağlık durumu gözönüne alınarak veteriner hekiminiz tarafından en uygun şekilde hazırlanacaktır. Aşılama için veteriner hekiminizin uygun gördüğü programı aksatmadan ve tarihlerine uyarak yerine getirmeniz yavrunuzun sağlığı açısından önemlidir . Bir iki günlük gecikmeler yavrunuzun sağlığını çok etkilemeyebilir fakat daha uzun zamanlı gecikmelerin risk faktörlerini arttıracağı unutulmamalıdır.


Aşılama öncesi yavrularda özellikle dikkat edilmesi gerekenler

Aşılamaya başlanma zamanının belirlenmesi önemli bir noktadır. Aşılamalara yavru 6-8 haftalık olduğunda başlanmalıdır. Daha erken dönemde başlanılacak aşı uygulamaları, istenilen bağışıklık seviyesinin sağlanmasında yetersiz kalacaktır. Bunun nedeni de yavrunun anneden aldığı maternal antikorlardır.

Aşılanacak kediler stres oluşturacak etkenlerden uzak tutulmuş olmalıdır. Bu yüzden yavru size geldikten sonra aşılamalara başlamak için 4-5 gün beklemekte yarar vardır. Bu süreç içersinde yavru hem size hem de başlangıçta onun için yabancı olan ev ortamına alışmak için fırsat bulacaktır. Ayrıca bu 4-5 günlük dönem size yavrunun herhangi bir hastalığı olup olmadığını izleme imkanı da verecektir. Aşılama öncesi yavrulara iyi bir bakım ve beslenme uygulanmalıdır.

Yavru kediler ilk aşılamaya başlanmadan önce dışkı tahlili yapılarak parazit varlığı yönünden incelenmelidir. Yapılan muayene sonucu parazite rastlanırsa yavru önce parazitlerden arındırılmalı, daha sonra aşılarına başlanmalıdır.

Yavruların 6-8 haftalık yaştan başlayarak aşılama serileri tamamlanıncaya kadar geçen sürede çevredeki diğer hayvanlardan izole edilmesi gerekmektedir. Ayrıca aşılamalar bitene kadar yavrular dışarı çıkartılmamalı ve dışarda gezdirilmemelidir.
Kedinizi yavru aşılamaları bittikten bir hafta sonra dışarı çıkarmaya başlayabilirsiniz.
Read more »

Kedi İsimleri

Erkek Kedi İsimleri
Adonis
Amarylis
Aspen
Barley
Barrie
Blake
Bojangles
Casanova
Clover
Combat
Corngold
Cowboy
Dante
Dazzle
Fern
Flynn
Gizmo
Jetset
Jinx
Jumjum
Lancelot
Mandarin
Mr Cookie
Nevada
Nickleby
Picasso
Romeo
Ross
Seoman
Sultan
Tanner
Topgun
Ulysse
Uno
Versace
Zaban
Dişi Kedi İsimleri
Alaska
Alibi
Angel
Angelina
Annie
Arriana
Athena
Augie
Babers
Beauty
Bella
Bianca
Boogiana
Butterfly
Chenielle
Chika
Chrissy
Dabble
Dixie Chick
Dolly
Dozy
Duchesse
Fergie
Fortunella
Georgina
Holly
Icie
Jade
Jamaica
Jazzie
Lilas
Lucy
Maya
Mika
Missy
Mystique
Nikita
Pearl
Porschea
Princesse
Priscilla
Promise
Romance
Rosy
Shalimar
Sheena
Sheherazade
Shelly
Stardust
Sugar
Sugarspun
Sweety
Talia
Tamara
Tanais
Tessa
Thais
Tia
Tina
Toya
Ukrainia
Vampirella
Velvet
Vilma
Read more »

14 Nisan 2017 Cuma

Köpekler Rüya Görür mü?

Rüya kayıt cihazlarına bağlanan köpeklerde, insanlar da ortaya çıkan tüm REM faaliyetleri görülmüştür.

Aslında köpeklerin cihazlara gerek olmadan da rüya gördüklerini gözlemleyebiliriz. Köpekler uyurken; bacaklarını, kulaklarını ve bıyıklarını oynatırlar, kuyruklarını sallarlar, kulaklarını oynatırlar, havlarlar, inlerler, sızlanırlar ve hatta hırladıkları bile olur. Bizler için en kötüsü de bir köpeğin rüyasında ne gördüğünü hiç bir zaman öğrenemeyecek olmamız

Bilim adamları, elektro fizyolojik araştırmaların sonucunda, hemen hemen tüm memelilerin rüya gördüklerini gözlemlemişler. 150 den fazla memeli türü uyurken yapılan araştırmalar sonucunda, yalnızca yunusların hiç rüya görmedikleri gözlenmiş.

Yavrular yaşlılardan daha sık rüya görürler. Yavrular, doğumlarından sonraki 10 gün boyunca, vakitlerinin %60’ını neredeyse cenin döneminin bir devamı olan bir tür cenin uykusuyla geçiriyorlar.(İnsanlarda REM uykusu)

Köpeklerin hafızaları gerçekten güçlüdür. Köpekler yıllarca görmediği bir yeri veya bir kişiyi çoğu zaman hatırlamayı başarır.
Köpekler daha önce tanışmış olduğu kişileri gördüğünde tiz sesler çıkararak (havlayarak) onları selamlar ve heycanlanıp üstlerine attarlar ya da etraflarında koştururlar. O kişiyi gördükleri için çok mutlu olurlar.Bir başka deyişle, onun heycanı hafızasının ürünü. O kişiyi hatırlıyor ve yeniden o kişiyle karşılaştığında büyük bir duygu seli yaşıyor. Demek ki, hafızaları duygularıyla yakın bir ilişki içinde…

Köpeğiniz geçmişte yaptıkları ve yaşadıkları şeyleri, tıpkı insanlar gibi rüyalarında görebilir. Bu tür rüyalar yıllar önce gerçekleşmiş olayların anılarını tetikleyebilir.

İnsanlar rüyalarında görürler ve duyarlar, ancak koku ve tat aldıkları rüyalar çok az görürler. Köpekler de (bizim kadar olmasa da) görsel yetenekleri son derece ağırlık olduğundan, bizi rüyalarında görüyor, ancak esas olarak kokumuzu duyarlar…

Köpekler gün boyu rüyalarını hatırlayabilirler mi?

Aslında, köpeklerin koklamaları rüyalarında duydukları kokularla alakalı olabilir ve aylarca yıllarca üzerinde iz bırakan rüyalar görmeleri mümkündür. Bir köpek yavruyken gördüğü çok etkileyici bir rüyayı büyüdüğünde de hatırlayabilir ve o rüyanın etkisinde kalabilir.

Köpeklerin rüyalarında ne gördüklerini öğrenebilirmiyiz?

Uzak gelecekte kesinlikle köpeklerin rüyalarında ne gördüklerini öğreneceğiz. Elektirik beyin tepkileri doğrudan görüntüye dönüştürülerek bantlara kaydedildiği zaman köpeklerimizin rüyalarına ilişkin bir sürü bilgimiz olacak.
Read more »

12 Nisan 2017 Çarşamba

Doğa, hayvan, insan için BARIŞ İSTİYORUZ!


Toplum olarak zor günler geçirdiğimiz şu günlerde acı haberler sizi de yormadı mı?

Köpekle Yaşam Derneği ve Patipedia işbirliğiyle başlatılan #mahalleminkopekleri etiketiyle, sokağımızdaki köpeklerimize olan sevgimizi anlatıyor; şiddetten, hoşgörüsüzlükten uzaklaşıp, sevginin çözüm olabileceğine dikkat çekmek istiyoruz.




Biliyoruz ki kötüler her zaman vardı ve her zaman olacaklar. Ancak iyi insanların birbirine destek olduğu bir dünyada, iyiliğin kazanacağına inancımız sonsuz. Gördüğümüz fotoğraf ve videolarla günden güne normalize olan işkence ve suistimallere, sevgi dolu güzel fotoğraf ve videolarımızla karşılık veriyoruz!
Doğa, hayvan, insan için BARIŞ İSTİYORUZ!






Bizim semtin Fatoş'u. Çetesiyle beraber sabaha kadar koşturur, sabah olunca doğru uykuya... Herkes korur kollar onları




 adı yorgun,tıpkı diğerleri gibi kendi halinde sakin sakin takılır,katliamlara dur deyip biraz sevmeyi deneyin




Read more »